Yurttaş, meme kanserinin erken tanısı için kullanılan mamografiye ulaşamıyor!
Kamu hastanelerinde meme kanserinin erken teşhisi için yaygın olarak kullanılan mamografi cihazlarının azlığı kadın sağlığını riske atıyor. Aylarca beklemek istemeyen yurttaşlara ise “Özel görüntüleme merkezinde çektirip gelin” deniyor.
SAYI YETERSİZ
Uzmanlar, 40 yaş ve üstü kadınların meme kanserinin erken teşhisinde kilit noktası olan mamografi çekimini yılda bir kez yaptırmalarını öneriyor. Ayrıca kişisel olarak şüphe duyuluyor ya da ailede meme kanseri öyküsü bulunuyorsa daha erken ve daha sık aralıklarda tarama yaptırılması gerekiyor. Ancak 2022’ye ilişkin TÜİK verilerine göre Türkiye’de 40 yaş ve üstü kadın sayısının 17 milyon 650 bin 420 olmasına karşın toplam 973 mamografi cihazı dahi bulunuyor. Bu cihazların 479’u özel sektörde, 416’sı Sağlık Bakanlığı hastanelerinde, 76’sı ise vakıf üniversiteleri dahil üniversite hastanelerinde yer alıyor. Buna göre de tüm sektörler bünyesinde cihaz başına düşen 40 yaş üstü kadın sayısı 18 bin 140, Sağlık Bakanlığı’ndaki cihaz başına düşen 40 yaş üstü kadın sayısı ise 42 bin 429.
‘ÖZELE GİT’ DENİYOR
Cihaz sayısının yetersizliği nedeniyle aylar sonraya randevular verilirken var olan cihazların da bozuk olması yurttaşları mağdur ediyor.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci yerleşkesinde mamografi cihazı 4 aydır bozukken, İbni Sina Hastanesi’nde ise sık sık arızalandığı belirtiliyor. Bu nedenle randevular ocak ayı sonrasına veriliyor. Hastanelerin, kanser şüphesi ve ailede meme kanseri öyküsü olup beklemek istemeyen yurttaşlara verdiği yanıtın ise “Özel görüntüleme merkezinde çektirip gelin” olduğu kaydediliyor.
(Kubilay Yalçınkaya)
Mevcut haliyle cihaz sayısının eksik olduğunun altını çizen SES Ankara Şube Başkanı Kubilay Yalçınkaya, “Kamu hizmeti sunan hastanelerde bir cihazın 3-4 aydır bozuk tutulması, diğerinin de dönem dönem arza vermesi, hastaları daha fazla özele yönlendiriyor. Özel görüntüleme hizmeti sunan işletmelerde bugün bir momografi çekimi, 2 bin TL civarında” dedi.
Yalçınkaya, “Sorun kamunun sorunuyken, çözüm bulması gereken yurttaş oluyor. Yurttaş Genel Sağlık Sigortası ödüyorsa bu hizmeti kamunun da sunması gerekiyor. İdarecilere sormak gerekiyor. Bir sağlık tesisinde nasıl oluyor da bir cihazın onarımı ya da yerine yenisinin konması için aylarca bekleniyor?” ifadelerini kullandı.